HEPATİT VE AIDS
1
HEPATİT
Hepatit, karaciğerin viral bir enfeksiyonu olup, epidemik sarılık olarak da bilinir. Şu ana kadar tespit edilen yedi hepatotropik virüs bulunmaktadır: A, B, C, D, E, F ve G. Bu virüslerin her biri benzer klinik belirtiler ve biyokimyasal test sonuçları gösterse de, hastalığın seyri, bulaşma yolları ve tanı yöntemleri virüslere özgüdür.
2
Hepatit A
Diyaliz hastalarında Hepatit A'nın görülme sıklığı, genel populasyondan daha fazla değildir. Hepatit A, diyaliz hastalarında genellikle normal seyrini sürdürür ve kronikleşme riski taşımaz.
3
Hepatit B
Hemodiyaliz hastalarında Hepatit B'nin görülme oranı, genel populasyondan daha yüksektir. Çoğunlukla belirti vermeden geçiş gösterir ve hastalar genellikle halsizlik hisseder. Hastalığın varlığı, çoğunlukla açıklanamayan karaciğer enzimleri yüksekliği nedeniyle araştırıldığında ortaya çıkar. Eritropoetin hormonu kullanımı ve aşılamalar sayesinde, hemodiyaliz hastalarındaki Hepatit B sıklığı geçmişteki %10 seviyesinden günümüzde %1 seviyesine düşmüştür. Hastaların yaklaşık yarısı kronikleşmeye yatkındır ve bu nedenle hemodiyaliz hastalarının düzenli olarak her 2-3 ayda bir taranması gerekmektedir. Hepatit B virüsü dünya genelinde akut ve kronik hepatitler, siroz ve karaciğer kanserinin başlıca nedenidir. Virüs, başlıca kan yoluyla ve enfekte vücut sıvılarıyla bulaşır. Hemodiyaliz hastalarının yüksek risk altında olmalarının temel sebebi, yeterince temizlenmeyen hemodiyaliz makineleridir. Hepatit B virüsü çevresel yüzeylerde yedi günden uzun süre canlı kalabildiğinden, dolaylı bulaşma riski artmaktadır. HBV enfeksiyonunun kuluçka süresi 45-160 gün arasında değişir ve akut hepatit genellikle sarılık ile birlikte olur. Ancak sarılık olmadan da görülebilir ve bu durumda kronik enfeksiyon riski artar. Akut hepatitte, karaciğer enzimlerinde ve sarılığı olan hastalarda kan bilirubin düzeylerinde artış gözlemlenir. SGOT düzeyleri genellikle 1000-1500 IU/L arasında yükselebilir. Laboratuvar tanısında, HBs antijeni ve IgM yapısında anti-HBc varlığı en önemli göstergelerdir.
Laboratuvar Testleri:
-
HBsAg: Enfeksiyon varlığını gösterir. 6 aydan uzun süren pozitiflik, kronikleşmeyi işaret eder.
-
AntiHBs: Vücudun antikor cevabını gösterir.
-
AntiHBc IgM: Aktif enfeksiyonu gösterir.
-
AntiHBc IgG: Geçirilmiş enfeksiyonu gösterir.
-
HBeAg: Virüsün bulaşıcılığını gösterir.
-
HBV DNA: Virüsün vücutta varlığını gösterir.
-
6 aydan uzun süreyle HBsAg pozitifliği ve karaciğer enzimlerinin yüksekliği, kronik hepatite işaret eder.
-
Kesin tanı, karaciğer biyopsisi ile konur.
-
Kronik aktif Hepatit B genellikle siroz ile sonuçlandığından, enfeksiyonun ve karaciğerdeki iltihabın kontrol altına alınması önemlidir. En yaygın ve etkili tedavi yöntemi interferon tedavisidir.
4
Hepatit C
-
Hepatit C Virüsü (HCV), hemodiyaliz hastalarında kronik karaciğer hastalığının en yaygın nedenidir ve vakaların %60-70'inde kronikleşir. Hemodiyaliz hastalarında tedavi süresi uzadıkça, anti-HCV pozitif hasta sayısı artar.
-
Hepatit C virüsü bir RNA virüsüdür.
-
Enfeksiyonun başlıca bulaşma yolları arasında kan nakli, kan ürünleri ile bulaşmış iğne batması, organ transplantasyonu, anneden fetüse doğum sırasında ve cinsel ilişkiler yer alır.
-
HCV'nin tüm bulaşma yolları kesin olarak bilinmemektedir.
-
HCV enfeksiyonu farklı klinik özellikler gösterebilir.
-
Akut HCV enfeksiyonunda genellikle sarılık görülmez ve hastalar farkında olmadan enfeksiyonu geçirebilir.
-
HCV enfeksiyonu, en fazla kronikleşen viral hepatit türüdür.
-
Tanı için Anti-HCV testi ve HCV RNA testi uygulanır.
-
Tedavi sürecinde interferon kullanılmaktadır.
5
Hemodiyaliz Personeli ve Hastaları İçin Hepatit Önlemleri
-
Her 3-6 ayda bir, infeksiyona duyarlı personelin (antikor pozitif olmayanlar) HBsAg ve Anti-HBs seviyeleri takip edilmelidir.
-
Anti-HBs pozitif hastaların yıllık kontrolleri yapılmalıdır.
-
HBsAg pozitif hastalar izole edilmelidir.
-
Bu hastalarla ilgilenen personel, koruyucu kıyafetler (eldiven, gözlük, elbise gibi) kullanmalıdır.
-
Kontamine materyaller otoklava konmalı veya yakılmalıdır.
-
Kan lekeleri %0,5-1,0 sodyum hipoklorit solüsyonu ile temizlenmelidir.
-
Kan alma iğneleri uygun bir kaba konarak imha edilmelidir.
-
Dezenfeksiyon ve kan transfüzyonu kısıtlanmalıdır.
-
Koruyucu önlük ve tek kullanımlık eldivenler rutin olarak diyaliz ünitesinde kullanılmalıdır.
-
Önlükler, diyaliz ünitesi dışında kullanılmamalıdır.
-
Standart hasta bakımında eldiven kullanılmalı ve hastaya temas sonrası eller yıkanmalıdır. Mümkünse el değmeden kullanılabilecek sabunluklar tercih edilmelidir.
-
Diyaliz hastaları ve personeli düzenli olarak HBV'ye karşı aşılanmalıdır.
-
Kontamine materyaller otoklavlanmalı veya yakılmalıdır.
-
Kan ile temas eden yüzeyler %0,5-1,0 sodyum hipoklorit ile temizlenmelidir.
-
Tek kullanımlık olmayan diyaliz materyallerinin temizliği ve sterilizasyonuna özen gösterilmelidir.
-
Makinaların dezenfeksiyonu usulüne uygun ve eksiksiz yapılmalıdır.
6
AIDS
-
HIV virüsü ile enfekte olan kişilerde, belirtisiz taşıyıcılardan multisistemik hastalıklara kadar geniş bir spektrum gözlemlenir. İlerlemiş AIDS vakalarında halsizlik, zayıflama, hayatı tehdit eden enfeksiyonlar ve nadir kanserler ortaya çıkar. HIV ile enfekte hastalarda böbrek hastalığı insidansı %2-10 arasında bildirilmiştir ve bu hastaların bazıları son dönem böbrek yetmezliği veya akut böbrek yetmezliği yaşayabilir. Bu durumda diyaliz tedavisi uygulanır. KBY'li hastalarda kan transfüzyonu, renal transplantasyon, iğne batması veya cinsel temas yoluyla HIV enfeksiyonu bulaşabilir. HIV enfeksiyonu olan hastalar için genel dezenfeksiyon kuralları yeterlidir. Şiddetli AIDS hastalarında, ishal veya solunum problemleri durumunda izolasyon uygulanmalıdır. Hemodiyaliz personeli mutlaka eldiven kullanmalı ve keskin maddeler ile iğneler uygun şekilde imha edilmelidir. Hemodiyaliz makinesinin ayrılması gerekmez, ancak makinenin dışı hipoklorit, içi ise formaldehit ile temizlenmelidir. Ülkemizde, sosyal ve ruhsal gerekçelerle HIV pozitif hastaların makinaları ayrılabilir. İlk kez diyalize alınacak hastalarda, tedavi öncesinde HIV taraması yapılmalı ve 6 ayda bir HIV testleri uygulanmalıdır. Ayrıca, hastalar ve sağlık personeli için AIDS konusunda eğitim programları düzenlenmelidir. HIV enfeksiyonunun bulaşıcılığı düşük olup, dezenfekte edilmesi kolaydır. 56°C'de 8 dakika, 60°C'de 6 dakika, %70'lik etanol, izopropanol veya klor ile 15-20 saniye içinde etkisiz hale gelir.