top of page

DİYALİZ HASTALARINDA PSİKOLOJİ VE REHABİLİTASYON

Aile ve Yakınlarının Uygun Davranış Biçimleri

Bu konunun tek bir doğru cevabı ya da çözüm önerisi bulunmamaktadır. Diyaliz ünitelerindeki gözlemler ve psikolojik destek görüşmeleri doğrultusunda, aşağıdaki noktalara dikkat çekilmesi önemlidir:

1. Hastaların Diyalize Başlama Yaşı:

Diyalize başlama yaşı, hastaların yaşam beklentilerini, hedeflerini ve kişilik yapılarını önemli ölçüde etkiler. Genç yaşta diyalize başlayan bir kişi, emeklilik döneminde diyalize başlayan bir bireyden farklı tepkiler ve beklentiler sergileyebilir. Örneğin, genç bir hasta okul hayatı ve sosyal ilişkileri hakkında endişe yaşarken, emekli bir hasta hastalığına alışmanın bir iş haline geldiğini düşünebilir. Ancak bu durum yalnızca yaş faktörüyle açıklanamaz; diğer etkenler de tepkiler üzerinde etkilidir.

2. Diyalize Girinceye Kadar Geçirilen Süreç:

Diyalize geçiş süreci, hastaların bu yeni yaşam düzenine uyum sağlama aşamasını kapsar. Bazı hastalar uzun bir süre boyunca diyalize girme ihtimali ile yaşadıkları için bu duruma hazırlıklı olabilirken, bazı hastalar ani bir geçişle karşılaşabilir ve bu durumdan kaynaklanan yoğun kaygılar yaşayabilir. Özellikle ani bir geçiş, hastaların psikolojik durumunu önemli ölçüde etkileyebilir.

 

3.Hastaların Aile Yapısı:

Hastaların aile ve yakın çevrelerinin, hastaların ruhsal ihtiyaçlarına duyarlı olmaları çok önemlidir. Aile üyeleri, hastalarının ihtiyaçlarına uygun zaman ve miktarda destek sağlamalıdır. Örneğin, bir hasta yorgun olduğu bir gün yalnız kalmayı tercih ederken, yanında sürekli konuşan bir yakın, hastanın ruhsal ihtiyaçlarına uygun bir destek sunmayabilir. Doğru ruhsal destek, hastaların bireysel ihtiyaçlarına göre ayarlanmalıdır. Ayrıca, hastalık öncesi sağlıklı aile dinamikleri, hastalık sürecinde de büyük önem taşır.

 

4.Hastaların Kişilik Yapısı:

Kişilik özellikleri, hastalık sürecindeki tepkileri ve adaptasyon yöntemlerini belirlemede önemli bir rol oynar. Kişilik yapısındaki mevcut ya da bastırılmış özellikler hastalık sürecinde daha belirgin hale gelebilir. Örneğin, çevresinde sinirli olarak tanınan bir kişinin bu özelliği hastalık sürecinde daha fazla belirginleşebilir. Aile üyeleri ve tedavi ekibinin, bu çeşitlilikteki tepkilere duyarlı ve uyumlu bir yaklaşım sergilemeleri gerekmektedir.

Özetle, ailelerin hastalara sağlayacağı en etkili ruhsal yardım, onların bireysel ihtiyaçlarını ve kişilik yapılarını göz önünde bulundurarak zamanında ve yeterli şekilde yapılmalıdır.

2

Hemodiyaliz ve Psikolojik Tepkiler

Diyaliz tedavisi, hem fiziksel hem de psikolojik açıdan hastaların yaşam kalitesini artırmayı hedefler. Hemodiyaliz tedavisinde karşılaşılabilecek psikolojik sorunlar şu şekilde özetlenebilir:

  • Tedaviye İlk Başlama Süreci: Bu aşamada hastalar, "makine" ve tedavi yöntemiyle ilgili yoğun zorluklar yaşayabilir. Bu zorluklar arasında aşırı sıkıntı, sinirlilik, isyan ve hayal kırıklığı yer alabilir. Bazı hastalar kendilerini yalnızlık, suçluluk ve endişe gibi duygular içinde bulabilir.

  • Tedavi Süreci: Tedavi sürecinde, kişilik yapısına bağlı olarak tedaviye uyum sağlama zorlukları yaşanabilir. Bu zorluklar arasında isyan duyguları, tedaviye uyumu reddetme, karamsarlık ve sosyal yetersizlik hissi bulunabilir. Hastalar, tedavi ekibine düşmanca tavırlar sergileyebilir ve diyet kısıtlamalarını reddedebilirler.

Aile ve tedavi ekibinin, hastayı anlamak, dinlemek ve desteklemek amacıyla uyumlu bir işbirliği içinde olmaları gerekmektedir. Hastanın tepkilerine duyarlı bir yaklaşım sergilenmeli, doğru ve güvenli bir iletişim ortamı sağlanmalıdır.

Sonuç olarak, hemodiyaliz tedavisinde hasta birey, tedavi sürecinde aktif bir rol almalı ve aşağıdaki hususlara dikkat etmelidir:

  1. Tedavi yöntemleri ve diyet kısıtlamaları hakkında bilgi talep etmeli.

  2. Beklentilerini ve duygularını açık bir iletişim ortamında paylaşmalı.

  3. Hemodiyalizi yaşamına gerçekçi bir şekilde entegre etmeli.

  4. Kendi sosyal ve kişisel hedeflerini belirlemeli ve aşırı bağımlılıktan kaçınmalı.

  5. Hemodiyalizi tüm psikolojik ve sosyal sorunların tek kaynağı olarak görmemeli.

  6. Sorunlarla başa çıkamadığı durumlarda tedavi ekibi ile güven ortamında görüşmelidir.

Güvenli bir bilgi alışverişi ve sürekli aile-tedavi ekibi işbirliği, hemodiyaliz tedavi sürecinde hastaya olumlu ruhsal etkiler sağlayacaktır.

bottom of page